Fotoğraf sanatçısı / Photographer
TÜRKİYE
www.ibrahimgoger.com
ibrahimgoger@gmail.com
1960 doğumlu. Fotoğraf çalışmalarına (1981) AFSAD’da başladı. Yönetim kurulu üye ve başkanlığı, danışma kurulu ve yayın kurulu üyeliklerinde bulundu. Fotoğraf sempozyumu düzenleme çalışmalarında yer aldı. Çeşitli sergi ve etkinliklerde organizatör ve küratör olarak görev aldı. Yurt içinde ve dışında kişisel veya katılımlı sergilerde yer aldı. Fotoğraf, çağdaş sanat, fotoğraf ve sanat tarihi konularında atölye çalışmaları yaptı. Sanatsal çalışmalarının yanında profesyonel fotoğraf ve grafik çalışmalarını sürdürmektedir.
Başlangıç fikrini temel alarak çalışmalarını bir tema etrafında şekillendirir. Sergi mekânından baskı boyutlarına, çerçeve ve fotoğrafların yerleşimine kadar her aşamayı planlar. Fotoğraf çekimlerini prodüksiyon olarak ele alır ve aydınlatmadan fon düzenlemesine, kostümden makyaja tüm detayları tasarlar. Kimi zaman kendi ürettiği objeleri fotoğrafın nesnesi olarak kullanır. Teknik ve teknolojiyi amaç değil, anlatımın bir aracı olarak görür.
CFC, Gıyabında, Red, Polaroid Kadınlar, Telden Şeyler, Ben Kimim? adlı sergileri bulunmaktadır.
Amatör bir fotoğraf sanatı heveslisi ve profesyonel bir fotoğrafçı olarak söyleyebilirim ki fotoğrafın teknoloji ile olan ilişkisi kırılma noktasında. Üstelik, ülkece geldiğimiz nokta da bizi bir tercih yapmaya zorluyor.
En başından beri teknolojiyle ilişkili olan fotoğraf için burası son durak mı? Hayır değil, aksine teknolojik sürecin bizi taşıdığı yeni bir durak. Bundan sonra Yapay Zekâ ile üretilen fotoğraflar, videolar, görüntüler kendi doğrularını yaratacak ve kendi değerlendirme kriterlerini üretecek. Aynı zamanda bir görüntü üretme aracı olarak Yapay Zekâ, kendi ekonomisini yaratacak, kullanım alanını genişleterek hayatımızda daha fazla yer alacaktır. Fotoğraf ise Yapay Zekâ ile görüntü üretme teknolojisinden farklı olarak, kendine özgü alanını yeniden tanımlayarak yoluna devam edecektir. Öngörüm fotoğrafta klasik yöntemlere doğru geri dönüşün hızlanacağı yönünde.
Diğer yandan özgürlüklerin baskılandığı bir ülkede özgür sanatın da yapılamayacağı gerçeğinden hareketle, şimdiye kadar sürdürdüğüm anlayışın ötesinde bir tarzı tercih ediyorum. Teknolojiyi mümkün olduğu kadar az kullanarak ürettiğim, sadece renklerin hâkim olduğu, fovist ve fütürist çağrışımları olan bir tarz bu. Ülkemizin içinde bulunduğu ortamda neredeyse kimliklerimizi gizleyerek yapmak durumunda olacağımız protest sanat da benim yeni yolumun bir durağı olabilir.
Yapay Zekâ, Teknoloji ve Fotoğraf, Özgürlükler ve Sanat
Fotoğraf her zaman teknolojiyle iç içe oldu, teknolojik gelişmeler doğrultusunda değişimler yaşadı. İletişim piyasasının önemli bir parçası olarak fotoğraf ve görüntü üretme teknolojisi ekonomik yapının da önemli bir parçası.
Teknoloji ve fotoğrafı konuşurken akıllarda, “Fotoğrafın son durağına mı geldik?” sorusu oluşabilir. Hayır öyle değil. Bu gelişmeler, sürecin bir parçası. Ancak sanatsal boyutta, bir yol ayrımında olduğumuz da kesin. Bu kırılma noktasında Yapay Zekâ ile üretilen fotoğraflar, videolar, görüntüler kendi doğrularını ve kendi değerlendirme kriterlerini üretecek. Hatta yakın bir gelecekte, kendimizi Yapay Zekâ ile yaratılan görüntülerin değerlendirme kriterlerini tartışırken bulabiliriz. Peki, fotoğraf çıkışı nerede bulacak? Yapay Zekâ ile görüntü üretme teknolojisinden farklı olarak kendine has kulvarını yeniden tanımlayarak.
Bir zamanların kanıt ve kayıt aracı olarak kabul gören fotoğrafın, gerçeklik ve inandırıcılıkla olan ilişkisi giderek tartışmalı bir hal almıştı. Teknolojik gelişmelerle bu bağın, her seferinde, biraz daha zayıfladığını gözledik. Bu bağ, artık hiçbir zaman, eskisi kadar sağlam olmayacak. Bana kalırsa, fotoğrafta geleneksel yöntemlere geri dönülecek. Teknolojik yöntemlerle üretilen fotoğraf yerine, zanaat ağırlıklı fotoğrafın sanat ortamlarında daha fazla yer bulacağını düşünüyorum.
Diğer yandan, yıllar boyunca dünyada yaşanan gelişmeleri bizler nasıl algıladık? Ne Avrupalı, ne Asyalı ne de Orta Doğulu olan ve hatta burada yaşayan aykırı insanlar olarak bizler, değişen koşullara nasıl tepkiler verdik?
70’ler öncesinde, öncü kişiler tarafından yapılan fotoğraf çalışmaları, tıpkı resim, heykel ya da müzik gibi tüm sanat alanlarında, dünyadaki trendlerin yerli uygulamaları oldu. 70’lerdeki özgürlük, eşitlik, eşit paylaşım talepleriyle yükselen sol söylemler bizde de karşılık buldu. Sol hareketin kültürel plandaki uzantısı olarak işçileri, köylüleri, zor yaşam koşullarını ve toplumsal direnişleri konu alan fotoğraflar, fotoğraf dernekleri öncülüğünde üretildi. Devrime hizmet için fotoğrafı bir araç olarak kullanmak amacıyla kurulan dernekler, ülkede fotoğrafın gelişmesini ve yaygınlaşmasını da sağladı. 80’ler askeri ihtilallerin yılları ve yükselen sol hareketlerin sonuydu. Liberalizmle kalkan gümrük duvarları Türk fotoğrafını, dünya teknolojisiyle eşledi. 90’lar ve 2000’ler internet ile tanışma, dünyadaki sanatı ve fotoğrafı ekrandan izleme ve öğrenme yılları oldu. Tercüme edilen yayınlar, sanat kültürümüzü evrensel plana taşıdı. Ancak büyük umut ve beklentilerle kurulan fotoğraf okulları, üniversiteler beklenen kuramsal ve sanatsal katkıyı veremeyince, fotoğrafın gelişmesi yine amatör çabalarla varlıklarını sürdüren derneklerin sırtına kaldı. Geldiğimiz noktada, küreselleşen dünyada hiçbir teknolojik, bilimsel, sanatsal gelişmenin üreticisi olmayı bırak, katkı vereni bile olmaksızın en iyi tüketicisi olmaya devam ediyoruz.
Ne gerçekçi sanatı kavramsal temeller üzerine kurarak, belgesel fotoğrafı olgunlaştıran Aschan Okulu [1] gibi bir okulumuz oldu, ne Goldsmiths [2], Royal College of Art [3] gibi mezunlarının, devlet kültür politikasıyla paralel olarak desteklendiği okullarımız oldu. Bünyesindeki sanatçıların dünyaya pazarlandığı Young British Artist gibi, gruplarımız da olamadı. Ne de müzikte Michael Jackson, Madonna gibi yıldızları dünya çapında star yapabilen, Amerikan kültür sanat politikaları gibi, politikalarımız oldu.
Bir ülkenin sanayisi, teknolojisi, bilime katkısı, bilimle ilişkisi, eğitim düzeyi, demokrasi anlayışı, kültür seviyesi, sporu ne kadarsa sanatı ve sanatla ilişkisi de o kadar olacaktır. Giderek demokrasiden uzaklaşan, tek adamlık rejimin hevesine kapılan ülke, tam ortadan ikiye bölündü. Sanatçıların sorgulandığı, seçilmişlerin görevden alındığı, gazetecilerin içeri atıldığı ülkede özgür sanat üretimi yapılamaz. Sanat üreticilerinin özgür olamadığı ortamlarda izleyiciler, sanatseverler, galericiler, küratörler, koleksiyonerler, eğitmenler, kuramcılar, sanatı oluşturan tüm unsurlar da özgür ve bağımsız olamayacaktır. Yaşam anlayışı olarak ikiye bölünen ülkede, kendi ürettiğimiz sanatı, yine, kendimiz izliyoruz. Teknoloji Yapay Zekâ ile taçlanırken, ülke tam tersine bilimsellikten uzak, karanlığa, cehalete doğru hızla ilerliyor.
Bugüne kadar yaptığım çalışmalar, toplumsal ve siyasi gelişmelere rağmen burada yaşamak durumunda olan ben ve bizim gibilerin karşılaştığı haller ve varsa tepkisel duruşlarıyla ilgiliydi. Bugün geldiğimiz noktada özgür olmayan ortamlarda, özgür sanatın da yapılamayacağı varsayımıyla fovist, fütürist bir anlayışı tercih ediyorum. Bunun, bir karşı duruş olduğunu düşünüyorum. İzlediğiniz çalışma, tercihimin ilk örneği. Bu çalışmada, görüntüler sanal yöntemlerle üretilmedi. Renkler, renklerin hareketleri ve geçişleri olduğu gibi fotoğraflandı ya da video olarak kaydedildi. Kendi adıma iki farklı yolu benimsiyorum. Biri size sunduğum gibi çalışmalar ve belki bir diğeri de kimliklerimizi bile gizleyerek yapmak durumunda olacağımız protest sanat. Peki ya bireysel veya kolektif olarak protest sanatta Yapay Zekâ’dan faydalanılabilir mi? Tabii ki evet. Bu sayede, ülke gerçekleri ve baskıcı toplumlar hakkında Yapay Zekâ arşivi de zenginleşmiş olacaktır.
[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Ashcan_okulu
[2] https://en.wikipedia.org/wiki/Goldsmiths,_University_of_London
[3] https://en.wikipedia.org/wiki/Royal_College_of_Art
As both an amateur photography enthusiast and a professional photographer, I can confidently say that photography’s relationship with technology is at a breaking point. Moreover, the point we have reached as a country forces us to make a choice.
Is this the last stop for photography, which has been associated with technology since the very beginning? No, it is not, on the contrary, it is a new stop where the technological process has brought us. From now on, photos, videos, and images produced with artificial intelligence will create their own truths and produce their own evaluation criteria. At the same time, artificial intelligence, as an image production tool, will create its own economy, expand its area of use and take more place in our lives. Photography, on the other hand, will continue on its path by redefining its own area, unlike the image production technology with artificial intelligence. My prediction is that there will be an accelerated return to classical methods in photography.
On the other hand, based on the fact that free art cannot be done in a country where freedoms are suppressed, I prefer a style beyond the understanding I have maintained until now. This is a style that I produce by using technology as little as possible, where only colors dominate, and which has fauvist and futurist connotations. Given the current state of our country, protest art—one that we may need to create while even concealing our identities—could become a stop along my new path.
Artificial Intelligence, Technology and Photography, Freedom and Art
Born in 1960. He began his photography journey in 1981 at AFSAD, where he served as a board member, president, advisory board member and editorial board member. He was involved in organizing photography symposiums and participated as an organizer and curator in various exhibitions and events, both in Turkey and internationally. He has conducted workshops on photography, contemporary art, and the history of photography and art. In addition to his artistic endeavors, he continues to work professionally in photography and graphic design.
He structures his work around a central theme, planning every aspect from exhibition space to print sizes, framing, and the arrangement of photographs. He approaches photography as a production process, designing every detail from lighting to background arrangements, costumes, and makeup. Occasionally, he incorporates self-made objects as subjects in his photography. He sees technology not as an end but as a tool for expression.
His exhibitions include CFC, Gıyabında, Red, Polaroid Kadınlar, Telden Şeyler, and Ben Kimim?